Tournai (Belçika) halkı salgından ölen insanları gömüyor.
Tournai (Belçika) halkı salgından ölen insanları gömüyor. Tournai (Belçika) halkı salgından ölen insanları gömüyor.

Son yıllarda muhtemelen en sık duyduğumuz kelime pandemidir. Bu kelime son birkaç yıldır hayatımızı değiştirdi ama tarihte insanlar salgınlarla nasıl başa çıktı? Var olan en ölümcül hastalık neydi? O zaman hadi biraz detaylara inelim.

Peki bu Hıyarcıklı Veba ne tür bir hastalıktı?

Hıyarcıklı Veba, biyolojik bir hücre olan veba bakterisinden kaynaklanan bir hastalık türüdür. Bu vebaya yakalandıktan sonra yedi gün içerisinde grip benzeri semptomlar gelişir. Bu semptomlar  baş ağrısı, ateş, lenf bezi şişmesine neden olur. Genelde şişen lenf bezleri çok kötü bir acıyla açılır.

1200px-Plaguet03

Hıyarcıklı veba çok ölümcüldür ve tedavi edilmediği sürece hastalığa yakalanan insanların %40’ından daha azı hayatta kalır. Çoğu ölüm, ilk semptomdan sonraki üçüncü ve beşinci gün arasında gerçekleşir.

Uç arterlerin (uzuvlar ve burun) hasar görmesi yüzünden genelde kangrenle sonuçlanması çok yayındır. Bu da el ve ayak parmaklarının veya kol, bacak gibi daha büyük vücut parçalarının kesilmesiyle sonuçlanır.

Bu hastalığın yayılması genelde ölü hayvanlarla temasa geçmeyerek önlenebilir, hastalık için etkili bir aşı olduğunu düşünüyorsanız da yanılıyorsunuz çünkü bu tür vebalarda genelde aşılar çok etkili değildir.

Hıyarcıklı veba dünyanın başına ne zaman musallat oldu?

541 ve 549 yılları arasında, geniş çapta gerçekleşen ilk büyük salgın patlak verdi. Günümüzdeki İstanbul sınırları içerisinde yaşanan ve Jüstinyen Vebası olarak anılan bu salgın oldukça bulaşıcıydı ve çoğunlukla hayvanlar aracılığıyla yayılıyordu. Bu veba, dönemin Doğu Roma (Bizans) İmparatoru Flavius Petrus Sabbatius Justinianus kısaca Jüstinyen‘in ismiyle anılır.

Vebaya yakalanan imparator, ölüm oranının %50 gibi yüksek olduğu bu salgın hastalıktan aldığı ağır tedaviler sayesinde iyileşerek hayatta kalmıştır.

Sadece bu salgın bile tek başına 25-50 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.

Bu veba ilk olarak Sasani İmparatorluğunda patlak verdi ve sadece bir sene sonra hastalık günümüzdeki İstanbul’a (Konstantiniyye) ulaşmıştı bile. Hastalığın İstanbul’a ulaşması hiç iyi olmamıştı çünkü hastalık buradan limandan limana yayılarak tüm Akdeniz bölgesine ulaşmıştı.

mosaic of Justinian I (Ravenna) 3482px-Cole_Thomas_The_Course_of_Empire_Destruction_1836

İmparatorun bu vebayı kendisinin ürettiğini ve tüm İmparatorluğunu öldürmek isteyecek kadar zalim olduğunu iddia edenler bile var.

549 yılları civarında, vebanın öldürücülüğü ve yayılması sona ermişti.

Aradan geçen uzun yıllardan sonra başka bir yerde Ortaçağ yıllarında ikinci bir salgın patlak verdi. Bu sefer tüm Avrupa tehdit altındaydı 1347 yılında, Hıyarcıklı Veba, Avrupa nüfusunun yaklaşık üçte birini öldürecekti.

Hastalığın devasa bir boyutta yayılması ve yüksek ölüm oranıyla kaos ve ölümü yarattı ve aynı zamanda Avrupa sokaklarında çok büyük şiddete neden oldu. Hastalığın getirdiği felaket yetmezmiş gibi bir de insanların bir kısmı soyuldu veya öldürüldü.

Orta Asya kökenli olan bu vebanın daha sonrasında tüm Avrupa’ya yayıldığı düşünülüyor. O dönem içerisinde Moğolistan’da çok fazla ölüm meydana geldi.

Moğollar ticaret yollarını kestiğinde vebanın yayılması durduruldu. Veba, ticaret gemilerindeki sıçanların getirdiği pire aracılığıyla yayılarak tüm Avrupa anakarasına ulaştı.

Bu tarz bir veba son olarak 19. yüzyılın ortalarında Doğu Asya kaynaklıydı ve gerçek bir pandemiye dönüştü.

1894 yılının başlarında, hastalık yayılmaya ve öldürmeye başladı ve Haziran ayında 80 bin kişiyi öldürmüştü bile.

Bu salgın sadece Çin ve Hindistan’da 12 milyondan fazla can aldı ve tüm kıtalara yayıldı.

Biyolojik silah olarak veba

İkinci Dünya Savaşında, Japon ordusu vebayı biyolojik bir silah olarak kullandı. Mançurya’da siviller ve savaş esirleri kastlı olarak hastalığa yakalatıldı. Denek gibi kullanıp etkileri inceleyen Japon ordusu kurbanlar bazen bilinçli bir şekilde parçalayıp öldürdü.

Buradan yayılan hastalıkla Çinliler arasında yayıldı. Hastalığın sonucunda, 200 bin Çinli öldü.

img-2 bubonic-plague-news-articles-images-national-post-bubonic-plague-png-590_333

Hıyarcıklı Veba hala ortalarda mı?

Bu da bize gösteriyor ki bu hastalıklar hala var olabiliyor ancak şanslıyız ki veba modern farmasötik tekniklerle tedavi edilebilir.

Bu tür veba vakalarının pek çoğu bilinmemekle birlikte, ABD’de yılda ortalama 15 kişide ve çoğunlukla Afrika’da görülür ve buradaki tıp malzemelerine olan erişim eksikliğinden ötürü ölümlere sebep olabiliyor.

  1. History Of Yesterday
  2. https://www.cdc.gov/sars/
  3. Wikipedia 1, 2345
  4. Openlibrary.org, Justinian’s Flea
  1. https://hkjo.lib.hku.hk/archive/files/45de276ec2338bbab18a7bbb35a4d1de.pdf
  2. https://abcnews.go.com/Health/plague-exists-now-us/story?id=55860883
Düşünceni Tek Emojiyle Anlat!
+1
2
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
0 0 oylar
Yazımızı Değerlendir
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Sıralı yorumlar için geri bildirim
Tüm yorumları görüntülere
Bu yazılarımızı da beğenebilirsin

Devasa Bir Güneş Fırtınası: 1859 Carrington Olayı

1859’da yaşanan kayda geçmiş en büyük güneş fırtınası, yeryüzündeki telgraf hatlarının çalışamaz hale getirmişti. Peki yakın gelecekte gerçekleşeceği düşünülen yeni bir güneş fırtınasının etkisi ne büyüklükte olacak?

Yeryüzünde Sırrı Çözülememiş 4 Gizem

Mısır piramitlerinin antik dünyadaki en büyük gizem olduğunu düşünüyorsanız, bu yazımızı kesinlikle okuyun.

Umberto Eco ile gerçeklik, kurgu ve Kutsal Kâse üzerine bir söyleşi

Eco, romanlarının mistik sırlarını bizlerle paylaştı!

Konstantinopolis’in Düşüşü

Onlarca devletin ve hükümdarın ele geçirmekte başarısız olduğu bu şehri Fatih nasıl ele geçirdi?