_101116396_beowulfsbattle_rgb

Şüphe yok ki günümüze ulaşmış en eski eserlerden birisi ‘Beowulf’tur. Beowulf “Old English” periyodunun en eski ve yazıya geçirilmiş en uzun eseridir. Net olmamakla birlikte inanışa göre Beowulf 700- 750 yılları arasında yerel ağızla (Vernecular) ortaya çıkmış bir eserdir ve 3,000 satırdan oluşmaktadır. O dönemlerde yazıya geçirmek diye bir şey olmadığından eserler kulaktan kulağa aktarılırdı. Aynı şekilde yıllarca hayatta kalan Beowulf ‘un tam olarak ne zaman yazıya geçirildiği bilinmemektedir. Bunun için eserde kullanılan el yazısı incelenmeye alınmıştır. 

Yapılan araştırmalar sonucunda kimisi 10.yy’ın sonunda yazıldı derken, bazılarıysa 11.yy’ın ilk çeyreğinde yazıldığını savunmaktadırlar. Ancak tam olarak ne zaman yazıya geçirildiği bilinmiyor. Kesin olarak bilinen şeyse 1815 den sonra basıma geçirilmiştir. Eser aslında isimsizdir ancak yazıya geçirildiği dönemde başkarakteri olan BeowulfI’un ismi esere verilmiştir. Genel olarak hikaye Beowulf’un Danimarka kralının topraklarına saldıran canavar Grendel, Grendel’in annesi ve Ejderha ile olan destansı savaşı anlatılmaktadır. Anonim olarak oluşturulan bu eserin bilinen ilk sahibi Laurence Nowell olmuştur. Kendisi Old English dönemi eserlerinde yapılan çalışmaların öncüsüdür. Sonrasında Sir Robert Cotton, oğlu Thomas Cotton, ve onun oğlu  John Cotton da bulunduktan sonra sergilenmesi için müzeye verilmiştir. Peki bu 1,000 yaşında ki bu epik eser ne anlatıyor bir bakalım;
            Danimarka Kralı Hrothgarın başı Grendel adında bir canavar tarafından belaya girmiş. Bu yaratık o kadar kurnaz ve güçlüymüşki geceleri evlerin çatılarını kaldırıp insanları yiyebiliyormuş. Grendel saldırılarını hep Heorot-hall’a yapıyar, orada ki askerleri öldürür veya onları yermiş. Kralsa şöhretiyle ün salmış çok büyük bir savaşçıymış ancak artık yaşlandığı için eski gücü yoktur bu yüzden insanlarını koruyamamaktadır. Hrothgar şanslıdır ki denizler aşırı yol gelip yardım eli uzatmak için Beowulf gelmiştir. Beowulf Hrothgar’ın zamanında Beowulfun babasına yardım etmesi ve ona borçlu olduğunu, bundan dolayı canavarla kendisinin dövüşmek istediğini açıklamıştır. Bu teklifle kral çok mutlu olur ve teklifini memnuniyetle kabul eder. Saldırıların gerçekleştiği yerde, Heorot-hall, canavarı beklemeye koyulmuştur. Grendel geldiğindeyse canavarı omzundan yaralar ve ağır bir mücadeleye girerler. Sonunda Beowulf yaratığı ölümcül bir şekilde yaralar ve olduğu yere yığılır.

Bunu kutlamak için bir parti düzenlerler ve Kral Beowulfu cesaretinden dolayı hediyelere boğar. Ancak, Grendelin annesi çok sinirlenmiştir ve oğlunun intikamını almak ister. Tıpkı oğlunun yaptığı gibi Heorot-hall’a intikam için gider ama o kadar askeri görünce korkar ve nehrin altındaki inine kaçar. Bunun üzerine Beowulf, Geatish savaşçıları, ve Kralın bir kaç adamı yaratığın izini sürerler. Bulduklarındaysa Beowulf suyun altına dalar ve Grendel’in annesiyle suyun altında birebir epik bir savaş verirler. Yaratığın kanıay asitten farklı değildir öyle ki savaş sırasında Beowulfun kılıcı dahi erimiştir. Ancak her şeye rağmen Beowulf bir kahraman gibi savaşarak onu alt etmeyi başarmıştır. Aynı zamanda nehrin yukarısında Kralın askerler Beewolf’un ölmüş olduğunu düşünerek nehri terk etmişlerdir, ancak Geatishli askerler sabırla beklemişlerdir. Geri döndüğündeyse elinde sadece kılıcının kabzası ve yaratığın kafası vardı. Artık orada ki bütün işi bittiği için dönme kararı alan Beowulf ve Geatish yoldaşları geri dönmek için yola koyulmuşlardır. Döndüklerinde lord ünvanına sahip olduğu toprakların kralının öldürüldüğü haberini alır ve tahta çıkar. Elli yıl boyunca krallığı ve insanlarını korur. Kendisi korkusuz savaşçı bir kraldır. Yaşlılığı döneminde bir hırsızın uykusundan uyandırdığı ejderhanın Beowulf’un köylerine saldırdığını görür. Sonunda kendisine yaraşır bir rakiptir bu yaratık. Yanına on bir asker ve o hırsızı alır ve yola koyulur. 

Ejderhayı buldukları zaman on askeri dehşet içinde kaçar yanında sadece Wiglaf kalır. Wiglaf Beowulf’a yardım eder ve destekler. Sonunda Beowulf ömrünün son epik savaşını verir ve ejderhayı öldürür. Ancak kendiside ölümcül yaralanmıştır ve savaş alanında ölmüştür. Olanlara şahitlik eden Wiglaf kralının cesedini krallığa taşır ve daha önce kimsenin görmediği kadar görkemli bir tören düzenler. O şekilde son uğurlama yaşanır.
            Özetle hikayemiz bu şekilde geçmektedir. Old English dönemini ele aldığımızda eserlerde olağanüstülük, kahramanlık ve aşırılılık göze çarpmaktadır. Beowulf’da bütün izlerini görmekteyiz. Orijinal metninde daha aşırı bir betimleme ile kaleme alınmıştır. Kılıcı kınından çıkarmasından, canavarın kafasını kesmesine ve hatta ölürken bile destansı hareketlerini ve havasını korumaktadır. Beowulf’un Orijinal Texti
“I shall gain glory or die.”
– Seamus Heaney, Beowulf
Düşünceni Tek Emojiyle Anlat!
+1
2
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
0 0 oylar
Yazımızı Değerlendir
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Sıralı yorumlar için geri bildirim
Tüm yorumları görüntülere
Bu yazılarımızı da beğenebilirsin

İnceleme: The Scarlet Letter (Kızıl Damga)

“Kapkara bir tarlada kıpkızıl bir A harfi…” Kolonist Amerika’da süregelen bağnazlık ve ön yargıyı anlatan mükemmel bir romantizm hikayesi.

Kefernahum (Capernaum) Film Analizi

“Neden buradasın biliyor musun?” “Evet.” “Neden?” “Anne ve babamdan şikayetçiyim.” “Anne ve babandan niçin şikayetçisin?” “Beni dünyaya getirdikleri için.”

Stonehenge ve Bilinmezliği

“Basit bir yapı gibi görünen devasa taşların, aslında daha fazlası olduğunun minik kanıtları…”