Andrei Khrazhanovsky’nin Sovyetler Birliği tarafından aşırı anarşizm ve imgeleri nedeniyle yasakladığı animasyon film hatta Andrei, Glass Harmonica yüzünden iki yıl ordu görevi bile yapmış, yaklaşık 20 dakika uzunluğunda. Filmde çeşitli sanat akımlarından ve onların sanatçılarından çizgiler ve karakterler görmek mümkün. Meyvelerle illüzyon yaratan portrelerin akımlarından tutun da sürrealizme kadar çeşitlilik bulunuyor ve bence bu çeşitlilik filme distopik havayı başarılı şekilde yansıtıyor. Kullanılan çizim tekniği de Rene Magritte’nin tekniğine çok benziyor, yine bu teknik filme tuhaflık ve korkuyu güzelce işlemeye yardımcı olmuş.

Film ksaca, bir zanaatkârın insanlara umut, sevgi, iyi niyet ve duygular uyandırabilen bir müzik aleti yapmasıyla başlıyor. Hikâye burada hem bir son buluyor hem de ufacıkta olsa küçük bir çocukta filizleniyor. Çünkü zanaatkâr müziğini çalmaya başladığı ve etrafında halkı topladığı anda sarı şeytanı avcunda tutan bürokratımız devreye giriyor ve cam armonikayı parçalıyor. Armonikanın uyandırdığı umudu avcunda saklayan genci halktan biri bürokratımıza söylüyor ve parıl parıl bir sarı altın kazanıyor. Genç uzaklara götürülüyor umudu da yerde soluyor. Sonra bu bürokrat herkese para vererek halkın etrafında toplandığı ve belli ki önem arz eden saat kulesini yağmalattırıyor. Ve herkes de büyük bir açgözlülükle kuleyi talan ediyor. Bütün bunlar olurken yerdeki solan çiçeği de küçük bir çocuk alıyor. Halk o kadar açgözlü ki evlerinden birbirlerinin para sandıklarını izliyorlar ve tek bir kuruş için bile insanlıklarından çıkıyorlar.

Bürokratın büyük seremoni tarzı davul sesleriyle halk sarı şeytanın önünde birbirini eziyor, herkes o kadar canavarlaşmış ki gözleri hiçbir şey görmüyor.

Saçlarından çubuğa bağlanmış olan iki kadın ve dengesi bir erkeğin elinde bir aşağı bir yukarı hareket ediyor yine kafesin içinde dans eden yüzsüz bir kadın, daha büyük olanın sürekli eze eze öne geçmesi ve bunun gibi bir sürü imge ve sembollerle bezenmiş bir sahne. Bu esnada da çiçeğini herkesten gizli yeşerten çocuk şehirden uzaklara gidiyor. Bu süreçte de insanlar her şeyi, herkesi tüketmiş ve insanlıklarından tamamen uzaklaşmış vaziyette o karanlık atmosferin içinde sürükleniyorlar.

Tam bu noktada elinde cam armonikasıyla küçüğümüz büyümüş vaziyette geri dönüyor. Cam borulardan yükselen ses insanların ruhuna tekrardan iyiliği ve güzelliği çiçeklerle dağıtıyor. Paylaşmayı öğrenen insanlar deforme olmuş formlarından çıkıp insana benziyorlar ve paylaştıkça daha da güzelleşiyorlar, insanlarla birlikte koca şehir bile o karanlık atmosferden çıkıyor ve güzelleşiyor. Sevmeyi ve sevilmeyi yeniden öğreniyorlar.

İşte burada bürokratımız tekrardan karşımıza çıkıyor ve elini sımsıkı vaziyette gencimizin omzuna atıyor armonikayı da ikinci kez tekrar kırıyor ve halka sarı şeytanı bir kere daha sunuyor ama çiçekler çoktan halkın eline geçmiş ve elden ele paylaştıkça çoğalmış ve durdurulamaz bir hal almış. Bürokrat burada sırtını dönüp şehirden uzaklaşıyor halk da kendi eliyle saat kulesinden aldıklarını yerine geri koyuyor.

    -SON-

Düşünceni Tek Emojiyle Anlat!
+1
0
+1
0
+1
1
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
0 0 oylar
Yazımızı Değerlendir
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Sıralı yorumlar için geri bildirim
Tüm yorumları görüntülere
Bu yazılarımızı da beğenebilirsin

Coraline (2009)

2009 yılında gösterime giren stop-motion animasyon yapım, Caroline. Büyülü ve tüyler ürperten bir dünya tasviri…

Into the Wild Film Analizi

Dilimize “Özgürlük Yolu” olarak çevrilen film, kendisi bir büyüme hikâyesi olur.

Kefernahum (Capernaum) Film Analizi

“Neden buradasın biliyor musun?” “Evet.” “Neden?” “Anne ve babamdan şikayetçiyim.” “Anne ve babandan niçin şikayetçisin?” “Beni dünyaya getirdikleri için.”

Transylvania (2006)

“Kalbim buruk, şanslılara, mutlu yaşayanlara kıskanarak bakıyorum. Birkaç çalı çırpı verin de yakalım dünyayı.”