Kızıl Ordu (Sovyet Rusya) 1945 yılında Berlin’e girdiğinde, Stalin’in ilk emri en kısa sürede Hitler’in bulunması yönündeydi. Hatta Hitler’i ele geçiren kişiye devlet madalyası bile vaat etti. Öte yandan Berlin’e girilmesinden haftalar sonra bile Müteffik Kuvvetler, mahalle mahalle, sokak sokak Alman birlikleriyle savaşacaktı.

Hitler’i Bulmak
Hitler’i bulma görevi, Adolf Hitler’in nerede olduğunu bulmak için Berlin genelinde soruşturma yürütecek üç Sovyet subayına verildi. Soruşturma sürecinde ajanlar, Alman mahkumlar aracılığıyla Hitler’in kendini vurduğu bilgisine ulaştı ancak ortalıkta bir ceset olmadığı için bu bilgi kanıtlanamadı.
2 Mayıs 1945’te Sovyet kuvvetleri Reich Şansölye binasının kontrolünü ele geçirdi ve burada Hitler’in sığınağını buldu. Soruşturmaların ardından, Hitler’in öldüğünü biliyorlardı ama onların ulaşmak istediği şey Hitler’in cesediydi. Hitler’in sığınak hizmetçisi ve koruması, Sovyet birliklerine Hitler ve eşi Eva Braun’u avluya gömdüklerini söyledi.
Bu bilgiler ışığında harekete geçen Sovyet ajanları, Şansölye binasının avlusunda yeni kazılmış bir mezar buldular. Yapılan kazı sonucunda iki insan cesedi ve bir köpek bulundu ama cesetler yanmıştı ve kimliklerini teşhis etmek mümkün değildi.

Hitler’in cesedini tanımlamak
Sovyetlerin bulunan cesedin Hitler’e ait olduğundan emin olması gerekiyordu. Bunu öğrenebilmek için, sığınakta Hitler ile bağlantısı bulunan herkesi tutuklayıp onları aylarca sorguladı.
Ancak Stalin’in vazgeçmeye niyeti yoktu, Hitler’in öldüğünden emin olmak istedi. Hitler’e ait olduğu iddia edilen ceset tanınamaz haldeydi çünkü dişleri hariç her şey ciddi şekilde yanmıştı. Ruslar Hitler’in diş hekimine ulaşmak istediler ancak o Almanya’dan çoktan kaçmıştı. Sonunda, Hitler’in son zamanlarında Dişhekimliği randevularının hepsinde bulunan Hugo’nun Asistanı ‘Käthe Heusermann’ı buldular.
Käthe Heusermann Hitler’in dişlerini teşhis etmek için tutuklandı. Asistana dişleri teşhis ettirmeden önce, Hitler’in dişlerini detaylıca çizmesini istediler. Asistanın Hitler’in dişlerini çizmesinden sonra sovyet ajanlar çizilen ayrıntılı tasvir karşısında şok oldular. Daha sonra bunu doğrulamak için gerçek dişler verildi. Käthe Heusermann yıllar sonra şunları yazdı:
“Diş köprüsünü elime aldım ve açık bir işaret aradım. Hemen buldum, derin bir nefes aldım ve bir anda ağzımdan şu sözler çıktı, ‘bunlar Adolf Hitler’in dişleri.'”

Sovyetler artık Hitler’in öldüğünü biliyordu ancak haberleri kamuya açıklamadı. Amerikan ve İngiliz hükümetleri de Hitler’in intiharını ele geçirilen savaş esirleri aracılığıyla biliyordu ancak bunu doğrulayacak kanıtlara sahip değildi.
Bütün bunlar Stalin’e bildirilmişti ancak o Hitler’in ölüm haberini almak istemeyip hayattaymış gibi davrandı. Stalin, Winston Churchill ve Harry Truman ile yaptığı toplantıda Hitler’in hayatta olduğunu ve Almanya’dan kaçtığını söyledi.
Sovyetler Birliği, 9 Haziran 1945’te resmi bir basın toplantısında Adolf Hitler’in hayatta olduğunu ve Almanya’dan kaçtığını dünyaya duyurdu. Yıllar geçtikçe, Hitler’in hayatta olduğu ve Güney Amerika ya da Japonya’da saklandığı ile ilgili birçok teori ortaya atılacaktı.

Ancak Hitler’in öldüğünü bilen diş asistanı Käthe Heusermann ve diğer sorgulanan esirler yıllar boyunca Sovyetler Birliği’nde hapsedileceklerdi. Kendi amaçları için Joseph Stalin dünyanın gerçeği bilmesini istememesiydi.
Hitler’in cesedi Magdeburg, Almanya’daki bir Sovyet askeri üssüne gömüldü. Kalıntılar daha sonra 70’lerde ortaya çıkarıldı ve yakıldı daha sonrasında ezilerek Biederitz Nehri’ne atıldı. Ama kafatası KGB arşivindeydi. Kafatası Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra halka açıldı ve şimdi Rus Devlet arşivlerinde.
KAYNAKÇA