Guy Fawkes’ Gecesi Britanya’da Katolik bir grubun kralı öldürme planının bozulduğu gecedir. Her sene 5 Kasımda insanlar bu günü kutlamak adına havai fişek atar, Guy Fawkes’e benzetilen figürleri ateşe verirler. Ayrıca isterlerse kendi bahçelerinde küçük bir ateş yakabilirler ancak şehir meydanlarında kutlama amacıyla büyük ateşlerde yakılmaktadır. Atılan havai fişekler o gece patlatılması planlanan barutları temsil ettiği için atılmaktadır.
Peki neden böyle bir eylem planlandı ve kimdir bu planlayanlar?
Eylemi planlayan on iki kişi vardır ancak baş rolde iki isim dikkatimi çekti; Robert Catesby ve Guy Fawkes. Robert Catesby bu on iki kişinin önderidir. Kendisi Katolik bir aileden gelmiş olsa da eşi Protestandır. Ekibini büyütüp genişlemeyi hedef edinmiş, eyleminin amacıysa kralı ve parlamento üyelerini öldürerek Katoliklere daha özgür bir hayat kurmaktır. Guy Fawkes’in de katılmasıyla beraber ki kendisi eski askerdir, planları tamamlanmıştır. Bir mahzen kiralayıp parlamentonun altına bir tünel kazacaklar ve altını barut varilleri ile dolduracaklardı. Ancak Tünel kazmalarına gerek kalmadı çünkü gizli bir geçit bulmuşlardı. Seçtikleri tarihin bir önemi vardı, her 5 Kasım’da Kral, lordları ve meclis üyeleri parlamentoda toplanırlar ve açılış yaparlar. Bu Robert ve ekibi için kaçmaması gereken bir fırsattı. Planları için çalışmayı sürdürürken aynı zamanda Robert ekibini daha da büyütmek istiyordu ki daha fazla insana ulaşabilsin. Ancak bu onların sonunu getirecek hamleydi. 5 Kasım gecesi geldiğinde Guy Fawkes varilleri patlatmak ile görevlendirildi. Kral kürsüye çıkıp konuşmaya başladığı vakit variller infilak edecekti. Gruba en son katılan “Francis Treshman” olayın yaşanacağı gün Katolik Lord Monteagleyi açılışa gitmemesi için uyarmasıyla planları ortaya çıkmış, Guy Fawkes, suç üstü polisler tarafından yakalanmış, ardından ekip çökmüş ve her biri idam edilmiştir.
Aslında bu Katolikler tarafından düzenlenen ilk eylem değildir, daha önce de teşebbüsler olmuştur ancak bu en büyüğü ve en çok ses getirenidir. Katoliklerin bu denli eylem düzenleme sebepleriyse çok eskiye dayanmaktadır. Püritanizm ülke çapında yaygınlaştıktan sonra Katolik- Puritan ayrımı yaşanmıştır. Elizabeth I dönemindeyse farklı bir durum yaşanmamıştır. Katolikler baskı yüzünden köşeye sıkıştırılmış, kontrol altına alınmışlar ve hayatta kalmak için onlara söylenen her şeyi yapmak zorunda kalmışlardır. Artık ibadet dahi ederlerken saklanıyorlar, yakalanırlarsa zulme maruz kalıyorlardı. James I ise bu insanlar için yeni bir umut kapısı olmuştu. İnsanların ondan beklentisi tahta geçtiği zaman daha özgür bir Katolik hayatı sunmasıydı ancak istediklerini alamayacaklardı. James henüz İskoçya Kralı James VI iken bile yazdığı metinlerde Roman Katolik kilisesine değinirken “iblis, şeytan, şeytani” gibi sıfatları ardı ardına kullanmıştır. Sadece bunları bilmeleri bile Katolikleri hayal kırıklığına uğramalarına yetecekti. 1603 yılında tahta çıktığında yardımcısı Robert Cecil idi. Robert Protestanlığa olan sağlam bağlılığı ile tanınmaktaydı. Katoliklerden nefret eder ve onları vatan hainleriyle aynı kefeye koymaktan çekinmezdi. Ona göre Katolikler irade olarak Kralı değil Papayı kabul etmekteydiler. Robert, James’in bir rakibi kabul etmeyeceğini bildiği için Papayı ona bir rakipmiş gibi anlatarak onun daha da katı hale gelmesini sağlamıştı. Şartlar bu durumda olunca 1600’lü yıllarda Katolikler tamamen yalnız ve çaresiz halde kalmışlardı. Tek umutları koyu Katolikliğiyle bilinen İspanyollardı ancak onlar da ‘Spanish Armada’ savaşından sonra çok ağır hasar almışlar ve güçten düşmüşlerdi. İngilizlerle imzaladıkları paktta Katoliklerin hakkını da savunmak istediler ancak reddedildi ve ortada kalan yine İngiliz Katolikleri oldu. Bu durum onlara eylemden başka bir çare bırakmamıştı.
Artık hepimiz Gunpowder olayını nedenleri ile birlikte biliyoruz. Peki sonuçları nelerdi? Gundpowder olayından sonra Britanya’da bulunan bütün Katolikler, Roma kilisesini reddettiğine dair yemin edeceklerdi. Aksini iddia eden yöneticiler koltuklarından olacak ve yöneticiler dahil vatandaşlarda tıpkı başkalarına yaptıkları gibi idam edileceklerdi. Ayrıca yasayla birlikte artık Papanın yaptığı açıklamalar lanetli kabul edilmişti. Ancak James I yaşanan olaylarda diğer ülkelerdeki Katolikleri suçlamadığını kendi içlerindeki bir sorunu çözdüklerine dair bir açıklamada bulundu.
Yararlandığım Kaynaklar