“Town of Salem” tarzı oyunlarda da gördüğümüz, belgesellerde, filmlerde ve kitaplarda geçen “Cadı Avcılığı” hakkında ne kadar şey biliyorsunuz? “Meydanın ortasında cadı olduğuna inanılan kadınlarla adam asmaca oynanıyor” değil mi? Witchcraft görünürde böyle bir şey olabilir fakat aslında cehaletin, yobazlığın ve at gözlüklü olmanın dışa vurulan bir yansımasıdır. Buraya kadar okuyup da istediğimi alamadım diyorsanız sizi şöyle aşağıdaki paragrafa alalım.

Amerikalıların püritanizm inancı üzerindeki hassasiyetlerinin ne derecede olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Zira, tanrı bu seçilmiş kavme ikinci bir şans verdi. Yeni Kudüs olan Amerika’da bolluk ve bereket içerisinde yeni bir hayat sundu. İnançlarına bu denli bağlı olma sebepleri bana kalırsa pek de sorgulanacak bir şey değil, fakat her şeyin fazlası zarar. Elbette böyle bir durumda cadı avcılığının püritanizmle alakalı olduğuna birçok kişi kanaat getirecektir fakat bunun ne püritan düşüncesiyle ne de püritan ahlak anlayışıyla bir ilgisi var.

1691 ile 1692 yıları arasında Massachusetts’in Salem kasabasında yapılan sözde yargılamalarda bir grup köylü kadın ve Tituba adında Amerikan yerlisi bir kadın, komşularını büyücülük yapmakla suçladı. Olaylar bitene kadar çoğu 40 yaşından büyük ve kadınlardan oluşan 185 birey cadılıkla suçlandı, 59 kişi yargılandı ve 20 kişi cadılık ve büyücülük suçlamalarıyla yargılanarak veya yargılanmaya gerek bile duyulmadan infaz edildi. Cadılıkla suçlanan kişiler yakılarak infaz ediliyordu. Aslında 1680’lerde başlarına gelen sel, yerli saldırısı, salgın hastalıklar, kronik depresyon sendromu gibi bilumum talihsiz olaylar bu durumun yaşanmasına yol açmış olabilir. Tabi tüm bu saçma olaylar sonrası insanlar eski dini inançlarını ve yaptıkları saçmalıkları sorgulamaya, daha seküler ve akılcı bir yaşam tarzını benimsemeye başladılar.

                Cinsiyet bu olaylarda kesin bir etken idi. Öyle ki, kadınların erkeklerden daha güçsüz olmaları sonucu şeytana daha çabuk kanmaları düşüncesi, erkeklerin genelde sorunlarını kavga ve dövüşle çözmesi fakat kadınların böyle durumlarda lanet okuması, kadınların hemşirelik, ebelik ve bitki toplayıcılığı faaliyetlerinin cadılıkla özdeşleştirilmesi önemli etkenlerdendir.

İnsanlığın bundan da kötü davranışları skandal icraatları ve çılgınca düşünceleri hep olmuştur ve olmaya devam edecektir. Herhangi bir inanışa veya fikre körü körüne bağlı olmak tarih boyunca fayda sağlamamış, aksine insanlığı, doğayı ve düzeni kaosa sürüklemiştir. Tarihin tekerrürden ibaret olduğunu kimsenin daha fazla söylemesine gerek yok, bu tür davranışlar insanlığın doğasında var. Bir şeyleri savunurken aynı zamanda savunduğumuz şeye karşı çıkabiliyoruz. Doğa için grevler yaparken aynı anda doğaya müthiş bir zarar veriyoruz. Cinsiyet ve ırk eşitliğini savunurken bilmeden veya isteyerek cinsiyetçilik ve ırkçılık da yapıyoruz. Dinin ahlak ve hoşgörü ile ilgili olduğunu savunuyoruz ama bu düşünceyi yaymak için zor kullanıyoruz. Ve en kötüsü de aynı bu örnekteki gibi bizi kurtuluşa erdireceğine inandığımız şeyler için kendi ırkımızdan fertler feda ediyoruz. İroni insanlığın ayrılmaz bir parçası olmaya devam ediyor ve olmaya da devam edecek gibi görünüyor.

-Tenebris

Düşünceni Tek Emojiyle Anlat!
+1
1
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
0 0 oylar
Yazımızı Değerlendir
Abone ol
Bildir
guest

0 Yorum
Sıralı yorumlar için geri bildirim
Tüm yorumları görüntülere
Bu yazılarımızı da beğenebilirsin

Çernobil Tekrar Isınıyor, Yeni Bir Felaket Mi Kapıda?

35 sene önce ülkemizi de önemli ölçüde etkileyen bu felaket, yeniden mi gündeme geliyor? Olası bir nükleer sızıntı mümkün mü?

İki Kardeşin Hikayesi: Anubis ve Bata

İnsanlık tarihi var olduğundan beri birçok medeniyet yeryüzünde var oldu ve zamanını doldurup tarihin tozlu sayfalarına karıştı. O medeniyetlerden biri olan Antik Mısır, zamanının ötesinde bir devir yaşamıştır.

Tarihin En Ölümcül Salgını: Yaklaşık 200 milyon insanı öldüren Hıyarcıklı (Bubonik) Veba

Covid 19’dan katbekat daha ölümcül olan bu salgın 200 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır. Peki bu salgının nasıl yayıldığını ve nasıl sona erdiğini biliyor musunuz?